Lavanta Ekonomisi

    Lavanta, Dünyada uçucu yağı en çok alınıp satılan bitkilerden biridir. Lavandula cinsine ait bitkilerin hem kuru tomurcuğu hem de uçucu yağı yüzyıllardır tedavi ve kozmetik amaçlı kullanılmaktadır. Son yıllarda aromaterapinin yaygınlaşmasıyla birlikte lavanta yağı sedatif olarak aromaterapide sıklıkla kullanılmaktadır. Parfüm endüstrisi için önemli bir uçucu yağ bitkisi olan lavantanın yatıştırıcı, spazmolitik, antiviral ve antibakteriyel gibi terapatik etkileri vardır.

Kuru Lavanta

Lavanta bitkisinin tomurcukları da ekonomik bir değerdir. Hasat sonrası uygun koşullarda kurutulan lavanta tomurcukları, hediyelik olarak dekoratif keselere konulup satılabilmektedir. Son yıllarda düğün ve nikahlarda, hikah şekeri yerine tercih edilmekte, mıknatıslı keseler hazırlanarak magnet şeklinde mutfak hediyesi olarak alıcı bulmaktadır. Yüzyıllardır elbise dolaplarında ve sandıklardaki güve kovucu ve güzel koku verici olarak kullanımı devam edegelmektedir. Ayrıca yine son yıllarda çiçekleri saplı olarak kurutulup buket haline getirilerek kuru çiçek şeklinde vazolarda masaları ve sehpaları süslemektedir. Yine kuru olarak saplı çiçeklerle hazırlanan el yapımı tütsüler oldukça ilgi çekmekte ve kimyasal maddeler emdirilerek yapılan tütsülerin yerine tercih edilmektedir.

Bal

Lavanta bitkisi çok iyi bir arı ve bal bitkisidir. Yaklaşık 75-130 günlük çiçeklenme süresi içinde, bal arılarını kendisine çekmekte ve içerdiği bileşikler nedeniyle kendine özgü koku ve rayihaya sahip çok özel bir balın üretimine imkân vermektedir. Tam olgunluk dönemine ulaşmış bir lavanta tarlasından dekar başına 10 ila 25 kg arasında bal alınabildiği çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.


Peyzaj

Lavanta çok güzel bir peyzaj bitkisidir. Son yıllarda belediyelerin, bahçeli sitelerin ve bahçeli müstakil evlerin peyzaj uygulamalarında lavanta kullanımı çok yaygınlaşmıştır. Bakımının çok kolay olması, yoğun bir sulama ihtiyacının olmaması, bir kez dikildiğinde 10-15 yıl boyunca sadece şekil budaması yapılarak canlılığını sürdürebilmesi ve her yaz muhteşem bir görüntüye kavuşuyor olması lavantayı peyzaj için cazip hale getirmektedir.

Turizm

Lavanta tarlaları yaz aylarında çiçeklendiğinde adeta cennetten bir köşe olmaktadır. Bu güzelliği sayesinde çok ilgi çekmekte ve bu renk cümbüşü içinde fotoğraf çektirmek isteyenlerin gözdesi haline gelmektedir. Gerek ülkemizde ve gerekse de dünyanın dört bir yanında, lavanta tarlaları artık turistik yerler halini almıştır. Açıkhava fotoğraf stüdyosu olarak kullanılan bu tarlalarda, hasat şenlikleri, lavanta ürünleri hazırlama günleri, fotoğraf etkinlikleri gibi faaliyetler yapılarak, hatırı sayılır bir gelir elde edilebilmektedir.

Fide Yetiştiriciliği

Lavantanın bir başka ekonomik getirisi de, 3. yılından itibaren kendi dallarından çoğaltılabilir oluşudur. Çelik alınarak hazırlanan fideler, yeni başlamak isteyenlere satılabilmekte veya kendi tarlasını büyütmek isteyen üreticilere ilave hiçbir masrafa girmeksizin bunu gerçekleştirebilme imkânı vermektedir.

Uçucu Yağ

Lavantanın yukarıda saydığımız ekonomik getirilerinin dışında asıl önemli ekonomik değeri uçucu yağı ile ortaya çıkmaktadır.

Lavanta uçucu yağında en fazla bulunan maddeler, monoterpenler linalool, linalil asetat, borneol, kafur ve 1,8 sineol’ dur. Bunlar arasında linalool, linalil asetat ve kafur lavanta uçucu yağının kalitesini belirlemektedir. Linalool yatıştırıcı, linalil asetat uyuşturucu ve doğal kafur tek başına akciger ve solunum yollarında antiseptik bir etkiye sahiptir. Ülkemizde son yıllara kadar ağırlıklı olarak melez lavanta olarak bilinen Lavandula Intermedia türü üretilmekteydi. Bu türün yağına Lavandin yağı denmektedir. Bu türün içerdiği bileşenler incelendiğinde bilhassa kafur ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde yetiştirilen Lavandula Intermedia türleri ile ilgili yapılan akademik çalışmalarda elde edilen veriler, lavandin yağıdaki kafur oranlarının %5 - %20 arasında değişim gösterdiğini ortaya koymaktadır. Esas olarak kafur tek başına insan sağlığına zarar veren bir madde olmamakla birlikte, uçucu yağ bünyesinde % 1,2 yi geçtiği takdirde Avrupa Farkopesi’ne göre zararlı bileşik olarak değerlendirlimektedir. Bu sebeple ilaç, kozmetik ve gıda alanlarında lavandin yağının kullanımı genel olarak çok kısıtlıdır. Lavender yağı ise Lavandula Angustifolia türüne ait alttürlerden elde edilmektedir. Genel kabul olarak bu yağa Saf Lavanta Yağı denmektedir. Bu yağ, yüksek linaool ve linalil asetat ve çok düşük kafur içerdiğinden, ilaç, kozmetik ve gıda alanlarıdna kullanılmaktadır.

Türkiye Avrupa Biriliği Farmakopesi’ni benimsemiştir. Bu standartlara göre lavanta yağında kafur maddesinin üst limiti %1,2 dir. Bunun yanında uluslararası kalite standardı olan ISO standartlarına göre ise ISO 3515:2002 ile duyurulan üst sınır %0,5 dir. Diğer yandan lavanta uçucu yağının kalitesi ayrıca içeriğindeki linalool, linalil asetat maddelerine de bağlıdır. ISO 3515:200 standardına göre Linalool oranının %25-38 arasında, linalil asetat oranının ise %25-45 arasında olması ön görülmektedir.

Lavandula Angustifolia türlerinin uçucu yağlarında, yetiştiği bölgenin rakım, iklim ve toprak yapısı, kullanılan yetiştirme tekniği gibi dışsal faktörler de göz önüne alındığında, yapılan araştırmalar, ana bileşikler olan linalool için %25-%36 aralığında, linalil asetat için %23-40 aralığında, kafur içinse %0,1-0,5 aralığında değerler vermektedir. Bu konuda en çok çalışma ve araştırma, dünyanın şuandaki en büyük lavanta yağı tedarikçisi konumunda olan Bulgaristan’da yapılmaktadır. Bulgaristan’ın Kazanlık şehrinde yaklaşık 100 yıldır faaliyet gösteren Ulusal Aromatik Bitkiler ve Gül Enstitüsü, 1950’li yıllardan itibaren lavantaya özel bir önem vermiş ve 1970’lerden itibaren de günümüzde en çok bilinen ve yetiştirilen lavandula angustifolia türleri olan Hemus, Raya, Sevtopolis, Druzhba, Yubileyna ve Hebar türlerini geliştirmişlerdir. Bu türler içinde Bulgaristan’da son yıllarda en fazla dikimi yapılan türler ise Sevtopolis ve Dhruzba türleridir. Bu türlerin birim alan başına yaş çiçek ve uçucu yağ verimi oldukça yüksek olduğu için tercih edilmektedir. Yine Bulgaristan’da yapılan birçok araştırmada diğer çeşitlerin de uçucu yağ bileşiklerinin istenen standartları sağladığı, kalite olarak Hemus ve Raya türlerinin linalool ve linalil asetat oranları bakımından bir adım öne çıkmalarına rağmen, Sevtopolis türünün 3-7 kg/da civarlarında bu türlerden daha fazla yağ verimi olması nedeniyle tercih edildiği görülmektedir.

Lavanta yağının en büyük tedarikçisi olarak bahsettiğimiz Bulgaristan’da, tıpkı ülkemizde zeytinyağı üretiminde olduğu gibi, lavanta yağı ve gül yağı üreten fabrikalar marifetiyle uçucu yağ üretimi yapılmakta ve pazarlanmaktadır. Su buharı distilasyonu tekniğinin kullanıldığı ülkede çok sayıda yağ fabrikası bulunmakta ve çiftçiler bu fabrikalara hasat ettikleri ürünü teslim ederek, çıkan yağın kilogramı başına ücret almaktadırlar. Yaptığımız araştırmada bu fabrikaların yağı en fazla Fransa, Almaya ve Amerika’ya sattıklarını gördük. Lavantaları ile ünlü Fransa’da son yıllarda rekoltede ciddi bir düşüş yaşanmaktadır. Bunun sebebi, bölgedeki iklim değişikliği, ortaya çıkan hastalıktan lavantaların etkilenmesi gibi faktörlerdir. Bundan dolayı, zaten ihtiyacını ithalat ile tamamlayan Fransız kozmetik sanayii, daha fazla lavanta yağı ithal eder hale gelmiş ve bu ithalatının tümünü Bulgaristan’dan karşılamaya başlamıştır.

Yalnızca kozmetik sanayiinde değil, ilaç sanayiinde de lavanta yağı yaygın olarak kullanılmaktadır. Ağrı kesici, sakinleştirici ve antiseptik etkilerinden dolayı pek çok ilacın içeriğinde lavanta yağı bileşikleri kullanılmaktadır.

Lavender(Angustifolia) yağı son yıllarda aromaterapi uygulamalarına ilginin artmasıyla bu alanda da aranan bir ürün haline gelmiştir. Hoş kokusu ve rahatlatıcı etkisi sebebiyle, masaj yağlarında, banyo sularında, tütsü olarak ortam havalandırmasında yaygın bir kullanımı mevcuttur. Lavandin(Intermedia) yağında çok miktarda bulunan kafur maddesi, tıp ve aromaterapide bu yağın kullanımını imkansız kılmaktadır. Bu sebeple saf lavanta yağına olan talep her geçen gün artarak devam etmektedir.

Maliyet

    Lavanta tarımı, buraya kadar anlattıklarımızdan da anlaşılacağı üzere getirisi oldukça yüksek bir faaliyettir. Elbette ki her işte olduğu gibi bu işin de bir yatırım ve işletme maliyeti kısmı vardır. Emsalleri ile kıyaslandığında lavanta bu hususta da çok avantajlı bir bitkidir. Çok yıllık bir bitki olan lavanta, özellikle atıl durumdaki, diğer tarım ürünleri için pek tercih edilmeyen kıraç, kumlu, susuz arazilerde çok kolaylıkla ve yüksek verimle yetişebildiği için arazi maliyeti düşüktür. İlk iki yıl yabani ot mücadelesi ve sulama ihtiyacı olduğundan, işletme maliyeti yalnızca bunlarla sınırlıdır. Lavanta yetiştiriciliğinde en yüksek maliyet kalemi fidedir. Bir dekar araziye 1800-2000 arası fide dikilebilmektedir. Bu sayı tamamen tercih meselesidir. Sitemizin Lavanta Tarımı bölümünde bu konuyu detaylı bir şekilde bulabilirsiniz. Yaklaşık olarak 2000 adet fide düşündüğümüzde 1.40 TL ile 2.0 TL arasında değişen fiyatlarla bir adet lavanta fidesi temin edebilirsiniz. Dikme maliyetleri de dikkate alındığında lavanta tarlasının başlangıç maliyeti fide başına 1,60 TL ile 2,40 TL arasında bir rakama ulaşmaktadır. Sonraki iki yıl ise dekar başına 500 TL civarında çapalama ve diğer bakım masrafı oluşmaktadır. Bu rakamlar tarla büyüklüğüne, arazinin yapısına göre değişebilecektir. Genel kabul olarak ortalama bir fikir vermesi için ifade ettiğimiz bu rakamlar, geçmişte yapılan fizibiliteler ve yetiştiricilerden aktartılan bilgiler doğrultusunda sunulmuştur.

Katma Değerli Üretim, Milli Gelire Katkı

Lavanta bitkisi, her yönüyle çok yüksek bir katma değere sahip, ülkemizin hemen hemen her bölgesinde rahatlıkla yetiştirebilecek bir bitkidir. Ülkemizin uçucu yağ ithalatında önemli bir kalem olan lavanta uçucu yağı ihtiyacı, kendi çiftçilerimizin yetiştireceği bitkilerden elde edilerek karşılanabilir. Dünyanın en büyük Gül yağı tedarikçisi olan Türkiye, çok kolay bir şekilde Lavanta yağında da dünya birincisi olarak, dünyanın hey yerine bu ürünü ihraç edebilir. Türk çiftçisinin, bu yönde doğru bir şekilde yönlendirme ile cari açığımızın kapanmasına önemli bir katkı sağlanabileceğine inanıyoruz.

Lavanta ile hem ülkemiz hem çiftçimiz kazanacak, eminiz.